O
zaman kardeşleri Yahudilere karşı halkın, ve karılarının büyük bağırışları
oldu,
2.
Ve diyenler vardı: Biz, oğullarımız ve kızlarımız, çokluğuz; buğday almalıyız
ki, yiyelim de sağ kalalım.
3.
Ve diyenler vardı: Kıtlıktan dolayı buğday alalım diye tarlalarımızı, ve
bağlarımızı, ve evlerimizi rehine veriyoruz.
4.
Ve diyenler vardı: Kıral vergisi için tarlalarımızın ve bağlarımızın üzerine
borç para aldık.
5.
Ve şimdi bizim etimiz kardeşlerimizin eti gibidir, oğullarımız onların oğulları
gibidir; ve işte, oğullarımızı ve kızlarımızı kölelik altına koyuyoruz, ve
kızlarımızdan cariye edilmiş olanlar da var; ve elimizde bir çare yok; çünkü
tarlalarımız ve bağlarımız başkalarınındır.
6.
Onların bağırışını, ve bu sözleri işitince çok öfkelendim.
7.
İçimde yüreğimle danıştım, ileri gelenlerle ve hükûmet memurları ile çekiştim,
ve onlara dedim: Siz, hepiniz kardeşlerinizden çok faiz alıyorsunuz. Ve onlara
karşı büyük bir cemaat yaptım.
8.
Ve onlara dedim: Milletlere satılmış olan kardeşlerimiz Yahudileri, elimizden
geldiği kadar satın almışken, siz kardeşlerinizi mi satıyorsunuz, ve onlar bize
satılsınlar mı? Ve sustular, ve söyliyecek söz bulamadılar.
9.
Ve dedim: Yapmakta olduğunuz bu iş iyi değildir, düşmanlarımız olan milletlerin
hakaretinden ötürü, Allahımızın korkusunda yürümeli değil misiniz?
10.
Kardeşlerim, uşaklarım, ve ben de onlara gümüş ve buğday ödünç veriyoruz. Rica
ederim, bu fazla faizden el çekelim.
11.
Rica ederim, bugün onlara tarlalarını, bağlarını, zeytinliklerini, ve evlerini,
ve onlardan almakta olduğunuz gümüşün, ve buğdayın, yeni şarabın, ve yağın yüzde
birini geri verin.
12.
Ve dediler: Biz geri vereceğiz, ve onlardan hiç bir şey istemiyeceğiz; sen
nasıl diyorsan, öyle yapacağız. Ve kâhinleri çağırdım, ve bu söze göre
yapacaklarına and ettirdim.
13.
Hem de eteğimi silktim, ve dedim: Bu sözü tutmıyan her adamı evinden ve işinden
Allah böylece silksin; ve böyle silkilsin, ve boşaltılsın. Ve bütün cemaat:
Amin, dediler, ve RABBE hamdettiler. Ve kavm bu söze göre yaptı.
14.
Bundan başka Yahuda diyarına vali olmak bana emrolunduğu günden beri, kıral
Artahşaştanın yirminci yılından otuz ikinci yılına kadar, on iki yıl, ben ve
kardeşlerim vali ekmeğini yemedik.
15.
Fakat benden önce olan evelki valiler kavmın üzerine yük oldular, ve onlardan
kırk şekel* gümüşten başka ekmek ve şarap aldılar; uşakları bile kavma musallat
oldular; fakat ben Allah korkusundan ötürü böyle yapmadım.
16.
Hem de bu duvar işine devam ettim, bir tarla da satın almadık; ve bütün
uşaklarım oraya işin başına toplanmıştılar.
17.
Ve çevremizde olan milletlerden bize gelenlerden başka, Yahudilerden ve
memurlardan yüz elli kişi soframda bulunurdu.
18.
Ve bir gün için hazırlanan, bir öküzle altı seçme koyundu; ve kendim için
tavuklar, ve her on günde bir her çeşitten çok şarap hazırlanırdı; böyle
olmakla beraber vali ekmeğini aramadım, çünkü kölelik bu kavmın üzerinde
ağırdı.
19.
Ey Allahım, bu kavm uğrunda yaptığım her şeyi benim için iyilikle an.
*
Tartılar ve ölçüler cetveline bak.